Kayıtlar

2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Pişmanlık

Resim
Pişmanlık Senden uzaklara, çok uzaklara sürüklenirken kalabalık bir odada yapayalnız hissediyorum  düşünüyorum kendi kendime 'kaçış yok bu korku, pişmanlık ve yalnızlıktan… aşk ve nefret düşleri  hep gözlerimde duruyor  ölen bir kahkahanın son nefesi  sessiz çığlıkların yankıları...  o zaman bilmediğim şeyi  şimdi de bilmeseydim keşke…  dönüp bakıyorum geriye,  hatıralar yine cezalandırıyor beni  bazen gördüğüm bütün acıları hatırlıyorum  bazen nasıl olabilirdi, merak ediyorum.  ve bazen umutsuzca bakıyorum kendi kendime  nasıl birine dönüştüm ben?  yaptıklarımı kabullenmek zorundayım.  kaderin kekremsi tadını,  ve geçmişi geride bırakamayız ki.  hiç kaybetmediğim bir güç var içimde,  o cevabı bulmaya adadığım.  biliyorum, bir yol var bir yerlerde  geleceğim hala belirsiz,  hayatımın akış yönü değişti,  ve ben hala,  pişmanlık nedir bilmeden yaşamayı öğrenemedim. 

Köpek

Resim
Köpek / 13      ... dedim ve durdum. Cümleme başlarken buralara kadar geleceğimi tahmin etmiyordum. Artık daha rahat konuşabiliyor ve ifade edebiliyordum kendimi. İstediğim yerde komik şeyler söyleyip, en olmadık yerde ciddi olabiliyordum.  tekrar durdum. Sıkılmaya başladım kendimden birden. Çünkü sıkıcı konuşuyordum, insanlar nazik, söylemezler sana " çok sıkıcı bir muhabbet bu değiştirsene" diye. Tam bu sırada yanılmıyorsam üşüyen elimin kavradığı plastik bardağı bir kez daha yudumladım. Şarap çok güzel bir içki, biliyorum.Seviyorum onu. Kırmızı muazzam bir şey. İlgi manyağı bir adam değilim biliyorsun. Bu yüzden çok fazla ilgide gösteren biri değilim bunu da öğreneceksin. Her aklıma gelince bir şey yazmıyorum sana. Bazen evet. Ama en olmadık zamanda olursa daha anlamlıymış gibi geliyor bana nedense. Uzaksın artık bana. Daha da uzaklaşıyorsun biliyorum. Giderken seni görebiliyorum. Arkana hiç bakmayacağının da farkındayım ve tüm bu boktan duyguların sorumlusu ve

Gürkan'a Ait

Resim
GÜRKAN'A YAZI! Canım Kardeşim... Bu yazıyı şu şarkıyla okumanı istiyorum.  **  Şarkı  ** Doğum gününü falan geç şimdi, sadece bu güne özel birisi değilsin sen. Sadece doğum günü diye konuşmayacağım. Facebook'tan yazamadım yer yetmez diye. Bu yüzden buraya yazmak istedim. Seni ancak burada ki alandan ifade edebilirim kendimce. Gerçi daha öncede yazmıştım buradan seninle ilgili bir yazı ama bu seferki fena bir şey olacağa benziyor.      Şarkı aslında aramızdaki muhabbeti çok net anlatan sözlere sahip. Uzun uzun yıllardan beri hayatlarımızın içerisindeyiz. Seni senden iyi bilen biri haline geldim senin sayende. Beni de benden daha iyi bilen birisisin. Bununla gurur duyuyorum. Seni çok özlüyorum canım kardeşim, arkadaşım, dostum, sırdaşım, yoldaşım. Ben sana çat kapı gelemiyorum ya koyuyo bu bana biliyorsun. İmkanım olsa gelirim. Bunu da biliyorsun. Ama hayallerimiz, düşüncelerimiz var. Olacaktır da daha fazla.     Şuan hayatında çok önemli birisi var. Tüm hassasiye

Diyalog

Resim
 - Diyalog -       5 farklı cümle kurup, istediğimi anlatamadığımı düşünüp sustum. 5 saniye önce. Az önce neyden bahsettiğimi hatırlamıyorum bile. Umursamıyorum da bunu. Ne güzel bir sahil ve deniz esintisi. Az önce geçen vapur son vapur muydu adalara? Bak hala ağır ağır gidiyor. Görüyorsun sende demi. Çok fazla kar yağıyor. göremiyorum net bir şekilde ama evet orada bir ışık süzmesi var. Bu havada nasıl gider vapur. Vapurlar hep bir yerlere gider. Deniz izin verdiği sürece. Hava soğumaya başlıyor. Deniz feneri tam 9 defa yanıp sönüyor. Daha öncede saymıştım evden. Neden saydığımı bilmiyorum merak sanırım. Beraber sayabiliriz. Saçlarında ki kar tanelerini görebiliyorum. Hemen eriyorlar ama saçında ki karlara dokunmak çok farklı bir his. Hava daha da soğuyor. - Üşüyor musun? -- Biraz, ama iyiyim şimdi. - İstersen montumu verebilirim sana. Ya da atkımı. İstediğin neyse onu söyle. -- Üşürsem söylerim, ama şuan iyiyim sağol. - Tamam. Israr etmiycem. Etmem biliyosun. Yanında ki şi

Tren Yolculuğu

Resim
TREN YOLCULUĞU      Çok yakın bir zaman önce, nereye gittiği belli olmayan bir tren yolcuğuna çıktım. Nereye gider bu diye sormadan atladım içine. Çok kalabalık bir tren tabi zar zor iki kişilik bir yer buldum. Aslında denk geldi. Koşar adımlarla, ama etrafada rezil olmayayım coolluğu ile hemen yerleştim oraya. Neyse ki kimsenin yeri değilmiş. Yer bulmuş olmanın rahatlığı ile montumu çıkartıp koluma bir tur sardım ve camdan bakmaya başladım. Vakitlice gelmiş olmanın rahatlığı ile bir süre tenimin trenin içindeki sıcaklığa alışmasını bekledim. Bu süreçte sol kulağımın fazla ısındığı hissine kapıldım. dokundum fakat hala soğuktu. Ne garip bir bünye arkadaş anlamış değilim.      Yanımın boş olduğunu varsayarak yanıma bir bayan oturdu. Trenlerde kızlı erkekli oturmak hala serbest o zamanlar tabii. Boştu zaten yanım. Uzun bir zamandır boş. Hiç sesini çıkartmadan, yorgun vücudu ile çöküverdi yanıma. Aslında bunları camın yansımasından görüyordum. Çekingenlik göstersin istemedim bana

27 Yıl

Resim
Bu yazı bir Facebook Yazısıdır. 27 Yıl.      Adettendir. Ertesi gün toplanan doğum günü tebriklerine teşekkür etmek. Aslında facebook hayatımıza girdiğinden beri bu adet haline geldi. Neyse dedim ya adettendir bir şeyler yazmak. Yazayım bende.      Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; " Duvarını oraya yazmasınlar diye mi kapattın? " gibi bir kaç soru aldım arkadaşlarımdan. Böyle bir şey yok henüz askere gitmeden önce kapatmıştım duv arımı. Öyle de kaldı. Kalsın istedim zira. Ama direkt mesaj olarak kutlayanlar, arayarak kutlayanlar ve sarılarak kutlayanlar olduğu için her senenin 1 günü kendimi en özel insan olarak hissettiğim gün mutlu ve gerçekten kutlu geçti benim için.      Sadece kutlayanlar değil, aramaya üşenenler, aramızın o kadar yakın olmadığını düşünenler, "bi merabam var ne gerek var kutlamaya" diye düşünen herkese gene de teşekkür etmek istiyorum. Nedenini bilmiyorum sadece teşekkür edesim geldi. Doğum günü hadisesini &quo

NEDJİMA

Resim
- NEDJİMA -           Uzun seneler önce Ankara ile ilk tanıştığım zamanlar ki beni orayla tanıştıran insanlara buradan çok teşekkür ediyorum. Her ne kadar ilk zamanlar bir kaç farklı "Rock Bar"lara takılsakta nasıl olduğunu hatırlamadığım bir şekilde Nedijamada otururken buldum kendimi. Sıradan, pasaklı, tamamen rock müzik çalan garip bir yerdi benim için orası. Çünkü ben oraya İstanbul'dan gidiyordum ve henüz İstanbul'da bir rock bar a gitme fırsatım olmamıştı.           Nedjima benim ilk rock bar'ım olmuştu. Ve bir çok anımı orada yaşadım. Oranın anılarla kirli koltuklarında, muhabbetlerle dolmuş bardaklarında benim de hatıralarım, hikayelerim var. Bunları neden yazıyorum sorusuna gelirsek eğer, orayı çok farklı seven adamlardan biriydim bende. Geçenlerde kapandığı haberini aldım Can'dan. Can beni orayla tanıştıran iki insandan birisi. Haberi alınca uzun zamandır kısa zamanda gitme hayalini kurduğum bar'ın kapanmış olması beni ağır etkiledi. G

Anlamsız

Resim
     Bu şarkı bir şeyler yazmama sebep oldu. Ne yazacağımı bilemiyorum ama gerçekte var olmayan veya olabilitesi çok az şeyler veya bazısı, bir kaçı gibileri. O şarkı      Güveniyor kendine. Fiziğine, düşüncelerine, davranışlarına ve bazı doğuştan gelen yapıtlarına. Zaten kendine güvenmezse bu kadar egolu olamazdı. Egosunu kötü olarak değil bir yaptırım olarak kullanıyor. Tabi bu kendince bir düşüncesi. Dışarıdan nasıl gözüküyor bilemiyor ama komik olmak onun vazgeçilmezi. Etrafındakiler gülsün istiyor. En kötü durumundan en şımarık anına kadar olaylara hep diğer tarafından bakıp, ti ye alıyor. Bu onun bir kaçış, çıkış yolu haline gelmiş.      Her boşluk için 5 defa basıyor tuşlara. Boşluk mu? evet çok fazla hayatında. Henüz oturtmuş bir gerçekliği yok bu yüzden ti ye alıyor ya bazı şeyleri. Aslında bunu böyle yapıyor olması kötü. Neden açık konuşmuyor? Neden " evet benim o, hepsi birebir doğru. " demiyor bu henüz bilinmiyor. Neyse mutlak suretle olacak olandan kaçı

Soğuk Hava

Resim
     Birden soğudu hava.      Gün ışığında güneşin aldatan ışıltısına aldanıp üzerime beni terletmeyecek ama soğursa sıcak tutacak bir şeyler almıştım. Geceleri o şeyler sıcak tutmuyor vücudunu. Daha çok üşüyor insan.      Bir markete giriyorum, cebimde birbirine girmiş bir kaç kağıt para sanırım cebimde ki ile kendimi mutlu edebilecek bir şeyler alabilirim. Bir paket sigara, bir kaç bira alıp çıkıyorum oradan. Market bakkaldan bozma bir yer. Kasa da duran Önder abi, bir kaç senedir sadece alış veriş esnasında ki muhabbetlerden tanıyorum onu. Hayırlı geceler diyor uzaklaşıyor dükkandan. Kaldırımda yürümeye başlıyorum. Bir kaç taksi geçiyor yanımdan en fazla 3 tanedir. Taksit taksit geçiyorlar sanki dakika başı bir saatin. Konuşmaya başlıyorum kendimle. Bir çok konuda tartışıyorum kendimle. Aslında bu bir konuşmadan çok, kızıyorum kendime. Bir çocuk azarlar gibi azarlıyorum kendimi. Yanlış yaptığımı düşündüğüm her şey için azarlıyorum.      Nihayet oturmak istediğim banka geldim