27 Yıl


Bu yazı bir Facebook Yazısıdır.





27 Yıl.


     Adettendir. Ertesi gün toplanan doğum günü tebriklerine teşekkür etmek. Aslında facebook hayatımıza girdiğinden beri bu adet haline geldi. Neyse dedim ya adettendir bir şeyler yazmak. Yazayım bende.



     Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; " Duvarını oraya yazmasınlar diye mi kapattın? " gibi bir kaç soru aldım arkadaşlarımdan. Böyle bir şey yok henüz askere gitmeden önce kapatmıştım duvarımı. Öyle de kaldı. Kalsın istedim zira. Ama direkt mesaj olarak kutlayanlar, arayarak kutlayanlar ve sarılarak kutlayanlar olduğu için her senenin 1 günü kendimi en özel insan olarak hissettiğim gün mutlu ve gerçekten kutlu geçti benim için.

     Sadece kutlayanlar değil, aramaya üşenenler, aramızın o kadar yakın olmadığını düşünenler, "bi merabam var ne gerek var kutlamaya" diye düşünen herkese gene de teşekkür etmek istiyorum. Nedenini bilmiyorum sadece teşekkür edesim geldi. Doğum günü hadisesini "aradın, aramadın, mesaj attın, kutlamadın, gelmedin, gitmedin... v.s" gibi şeylere pek fazla takılan bir adam değilim. Bu yüzden kutlamayan kişilere de her hangi bir nötr düşüncem olmadı, olmayacaktır.

     Hayatımda uzun zamandır var olan, ailemin bir parçası olmuş olan, bir kaç kez aynı ortamda bulunduğum, kalbini kırmış olduğum, hiç arayıp sormadığım, beni de arayıp sormayan kişiler, çocukluk arkadaşlarım, ortaokul, lise ve üniversite arkadaşlarım olan, askerde aynı sigarayı birlikte içmiş olduğum dostlarım ve hayatıma henüz yeni girmiş olan insanlar ve hayatımdan çıkmış olan insanlaradır bu yazım.

     26 seneyi geride bıraktığım bu günlerde eskiden pastalar kolalar ve fantalarla yaptığım doğum günleri yerini bir kaç dost ile bir kaç biraya dönmüş olması beni içten içe yaşlılık duygusuna itiyor aslında. Burak Kut şarkılarıyla, Tarkan şarkılarıyla oynayarak kutlardım doğum günlerimi. Toplardım tüm arkadaşlarımı eve ölümüne kola içer pasta yerdik. Artık mum üflemek bile sıradan bir olay gibi geliyor. Hele üflemeden önce tutulan dilekler. Sanırım artık o dileklerde pek samimi değil. Ne olacağını az çok biliyoruz nasıl olsa.

     Kendimi bildim bileli, olabildiğince pozitif düşünmeye, iyi ve kibar bir adam olmaya gayret gösterdim. Kimsenin kalbini kırmamaya hep orta yolu bulmaya çalıştım. Fakat bu gayretlerim yetersiz olması mümkün. Bilmeden, istemeden de olsa eminim üzdüğüm, şaşırttığım, kalbini kırdığım ve incittiğim insanlar olmuştur. Her birinizin benim hakkımda bir düşüncesi muhakkak vardır. Benim gayretim sadece bunların olumlu olmasını sağlamaktı. Yazı günah çıkartmaya doğru gidiyor sanırım  Toparlayayım daha fazla uzatmadan.

     Ne kadar etkili ve inandırıcı olur bilemiyorum ama buradan, bu yazıyı okuyan her ne kadar üzdüğüm kırdığım insan varsa hepsinden gerçekten özür diliyorum.

  Teşekkür kısmı: Yanımda olan, mesajı ile yanımda olan, telefon araması ile yanımda olan ve üşenmeden iyi dileklerini benimle paylaşan her bir arkadaşıma teşekkür ediyorum. Beni mutlu eden mesajlar ve telefonlar idi hepsi. Kısa süre öncede olsa, uzun zamandır da olsa emin olun mesaj atan arayan her bir bireyin hayatımdaki yeri ve önemi çok başkadır.

   Ve bu yazıyı buraya kadar üşenmeden okuyan arkadaşım sana da ayrı teşekkür ediyorum. Seni unutmadım tabi 



  Hepinizi saygıyla selamlıyor, nice uzun seneleri hep birlikte yaşama dileğiyle yazımı burada bitiriyorum.

Mutlu kalın, kendinize dikkat edin.

Berkay.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlılar

Edokta Bir Kış Gecesi

NEDJİMA