Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adam

Resim
     Alkol almadan yazmak istiyorum bu yazıyı. Afilli bir giriş olmayacak belki ama bunu umursamıyorumda. Burada bahsetmek istediğim bir değişim ve bir kaç düşünceler.      Hayatımın bu anından bir kaç ay öncesine kadar ki dilimi sürekli karmaşa, koşturma, sorular ve ağır düşünceler vardır. Umursamaz ve sorumsuz tavrımı hiç fark edememiştim bugüne kıyasla düşününce. Ben çok mükemmel bir adam değilimdir. Olmaya gayret ederim ama ne kadarını becerebilirim ya da başardım bilemiyorum. Fakat son bir kaç haftada attığım her adımda, yaptığım her davranışta büyümüşlük hissediyorum içimde. Hızlı bir değişim oluyor benim için ama mutlu ediyor yüreğimi. Aslında bunun en büyük ve önemli sebebi bir kız. Onu sevdiğimde büyüdüğümü ve temizlendiğimi hissediyorum. Çünkü daha önce çok defa çok fazla sevdim onu. Biliyorum bu duyguyu.      Herkes gibi hatalar yapıyor ve umursamazca hatayı hep başkalarına atabiliyordum. Kendime barışık bir insanımdır ya da öyle olduğumu düşünürüm bu yüzden sadece

3 Başlı Canavar

Resim
# 3 Başlı Canavar #       İnsanoğlu hata yapar elbet, bazılarını bile bile bazılarını ise sonucunu düşünemeden yapar. Özlem duygusuyla yaratılmış bir bedeniz hepimiz. Hasret, özlem, anı ve bir kaç özel saniyeler toplamı hayat. Hayatın "Mutluyum ben " dediğin kadar aslında. Hep bir destek ve sesiyle rahatlatacak birilerini düşlüyorsun. " Yapamadım " ya da " Bak ben bunu yaptım " diyebilecek birisini ya da birilerini. Çoğu gece ikinci yastığına sarılıyor ve bunu ben istedim diyorsun. Sebeplerin var kendini haklı gördüğün. Belki hala haklısındır. Savunursun.      Verilen kararlar iki yol sunar önüne bu asla değişmeyen iki yoldur her zaman. Ya mutluluk verir sana ya da hüzünle pişmanlıkla sonuçlanır kararların. Gene de kötünün iyisini düşüneye odaklanmış insan beyni ister istemez seni ufakta olsa mutlu etmeye yeltenir. Tatmin olmaz, en ufak şeyde daha da dibe çökersin.      Son zamanlarda verdiğim iki ciddi kararın bir tanesinde mükemmel bir pişmanlık

Sonsuz Yağmur

Resim
Şöyle Bir Şarkı Eşliğinde - Sonsuz Yağmur -

Siyah Sahil

Resim
- Siyah Sahil -      Yüzüne yaptığı abartısız makyajı ve üzerine geçirdiği elbiseleriyle çok zarifti. Giyinmeyi biliyor fakat özgür değil. Sadece öyleymiş gibi davranıyor ve yaşamaya çalışıyor. Bu onun en doğal hakkı. Ailevi problemleri, iş sıkıntıları ve geleceğe dair yaptığı planlar sadece şuan yaşama sebebi. Yoksa bir hayli derti içten içe. Güzel mini eteği, transparan siyah çorabı ve tüm ihtişamı ile " ben buradayım " diyebiliyor. Güzel bir fiziğe sahip bunun farkında fakat etrafında gördüğü o çok çok ince kızlardan olmak istiyor. Çünkü en çok onlara ilgi duyuluyor zannediyor. Aslında tam olarak böyle denemez. Kendi büyüsününde farkında sadece inandırıcı bir kaç cümle duymak istiyor etrafındakilerden. Fakat bunu aleni yapmasınlar gizliden gizliye Konuşmaları mantıklı ve anlaşılabilir. Sadece kendinen bahsetmeyi çok fazla seviyor ve yanlış ifade etmekten çok korkuyor.      Nerede olması gerekiyordu, şuan ne istiyordu diye sormadan kendi içerisine bunları bir çırp

SAL

Resim
SAL Sal Ey Hayat      Hiç bir şeyin demek belki ayıp olur tanrısına ama bir çok şeyin olumsuz gitmesi can sıkıyor ya. Öyle hissediyor insan. Hiç bir kelimenin, duygunun, konuşmanın fayda etmeyeceğini düşünürcesine konuşmak boğulurken, boğulacağını bile bile yine de çabalamak gibi. En azından deniyorum ümidim var demek içten içe. ama içini kaplayan o soğuk su, yavaş yavaş doluyor ya ciğerine. İşte orada çok çaresiz bir şekilde kulacını attığın yeri kestiremiyorsun. Boğuluyor gibi hissediyor insan. Nefessiz gibi.      Ne güzel aslında sarılmak mis kokulu omuza. Soğuk bir gecede burnunu ısıtır boynu, avuçlarını ısıtır sırtı. Hissettiğin andır aslında sarılmak. O an sessizce kapatır gözlerini ve o duruma odaklanır insan. bu yüzden güzeldir, güzel gelir sarılmak.      Anlından öpülmenin ne demek olduğunu çok iyi bilse de varlığın bir şey söyleyemez hatta bazen yüzünü bile kaldıramazsın. Çoğu zaman utanır, çoğu zaman bir şeyi yanlış yapmaktan korkarsın. Dış etkenlerden dolayı do

.13.14.15.

Resim
.15 Şubat.      Pek bir önemi yok 14 şubatın benim için. Pek diyorum çünkü buna inanan insanlara, değer veren insanlara saygı duyuyorum. Sadece bugün onlarınmış gibi dışarıya çıkıp sevgilim, eşim, hayatımın en değerlisi dedikleri ile birlikte vakit geçiriyorlar. Normalde de geçiriyorlar fakat bugün sanki farklıymış gibi davranıyolar. Bugünü öyle geçirmek zorundalar.      Dünyada kaç tane insana denk gelir bilemiyorum ama 13.14.15 şubat sırasıyla değerli hale geliyor insan hayatına. Bir anda hemde. Tanrı bazen sıralıyor günleri karşına. Tesadüf diyor farklı yaşıyorsun gibi hissediyorsun o günleri. Normalde sevgililer günü haricinde çok daha eğlendiğin bir zaman oluyor. Çok fazla güldüğün, daha fazla seviştiğin, daha fazla romantikleştiğin, duygusallaştığın, sarıldığın günler ama dünyaca herkesle mecburen o günü kutlamak zorunda kalıyorsun. Bu benim şahsi fikrimdir. Eğer inanıyorsan 14 şubat kavramına, sevgilin ile en çok güldüğünüz, birlikte olmaktan en çok mutlu olduğunuz

O da

Resim
     Dağılmış geniş yatağın kenarında bir koltukta oturuyordum. Onun uyuyuşunu izliyordum, buruşmuş ve yer yer katlanmış uzun beyaz çarşafın altından sağ ayağını görebiliyordum onun. İnce, zarif muazzam bir bileğe sahipti . Bunu ona her fırsatta dile getiriyordum. Her bir parçasını ayrı hayranlıkla izlediğim vücudunun özellikle ayaklarına ve ayak bileklerine olan hayranlığımı hiç bir zaman gizlemedim ondan.      Uyanık olduğu vakitler hep güçlü durur. Masum ve çocuksu iç dünyasını pek çok insana göstermekten kaçınır. Hem işinde, hemde çevresinde güçlü bir kadın olarak anılmak onun da hoşuna gidiyordu.      Yarım açık perdeden, yatağın üzerine geometrik şekiller çizen güneş ışığının kesiştiği yer dikkatimi çekti. Çok fazla takılmadım ama yorganın içerisinde onun oluşunu biliyor biraz daha bileklerini inceliyordum. Ne kadar nazik ve kadınsı bilekler. Yorganın altında sıcaklamış olacak ki yavaşça suratından yorganı indirdi boynuna doğru.  "Perdeyi kapatır mısın güneş göz

Sensiz

Sensizler Böyle olacağını tahmin etmemiştim zamanın. İnan bazen öyle sorguluyorum ki. Nasıl olabiliyor böyle, hep bu şekilde. Korkuyorum. Bu süreç ne zaman bitecek bilemediğim için korkuyorum. İstemiyor muyum istiyor muyum bilemiyorum. Böyle nefret edeceğimi tahmin etmemiştim kendimden. Sadece kızmıyorum da, zulüm ediyorum bedenime daha fazla acı çekerek üstesinden gelmeye çalışıyorum her şeyin. Hep kötüyü zamanı hatırlamaya çalışıyorum, nefessiz kaldığım sığ denizlerin içini. Böyle duracağımı tahmin etmemiştim kendi kendime. Bu kadar suskun, bu kadar durgun, bu kadar yalnız ve çaresiz. Nasıl bir uzay burası, nasıl bir kara delik hep içine çekmeye çalışıyor sigaramın filtresi kendini. Yok dur sen anlamıyorsun bunlardan. Konuşmanın faydası yok ama konuşmak güzel bir şeydi aslında. Kahvaltı yapar mısın bana ? Tost olur tostu seviyorum biliyorsun. Belki yanına biraz yumurta kırarsın. Sendeyken sen, bendeyken ben yaparım. En iyisini kim yaparsa. Böyle durduk yere san

Sorular

Resim
Aslında! Sorular - Ne giydiğini yaz bana! Sıcak tutuyor mu? Uyuduğun yeri yaz bana! Yumuşak mı? Nasıl göründüğünü yaz bana! Yüzün aynı mı? Neyi özlediğini yaz bana! Kolumu mu? Nasıl olduğunu yaz bana! Rahat mı? Sana neler yaptıklarını yaz bana! Cesaretin yetti mi? Ne yaptığını yaz bana! iyi şeyler mi? Neler düşündüğünü yüz bana! Beni mi? Sorulardır sana bütün verebildiğim Ve gelen yanıtları kabullenmeliyim Yorgunsan, uzatamam sana elimi. Ya da açsan seni besleyemem sanki bu dünyada hiç yokmuşum Unutmuşum gibi seni. - B. Brecht 13 / 49 / F