Siyah Sahil


- Siyah Sahil -


     Yüzüne yaptığı abartısız makyajı ve üzerine geçirdiği elbiseleriyle çok zarifti. Giyinmeyi biliyor fakat özgür değil. Sadece öyleymiş gibi davranıyor ve yaşamaya çalışıyor. Bu onun en doğal hakkı. Ailevi problemleri, iş sıkıntıları ve geleceğe dair yaptığı planlar sadece şuan yaşama sebebi. Yoksa bir hayli derti içten içe. Güzel mini eteği, transparan siyah çorabı ve tüm ihtişamı ile " ben buradayım " diyebiliyor. Güzel bir fiziğe sahip bunun farkında fakat etrafında gördüğü o çok çok ince kızlardan olmak istiyor. Çünkü en çok onlara ilgi duyuluyor zannediyor. Aslında tam olarak böyle denemez. Kendi büyüsününde farkında sadece inandırıcı bir kaç cümle duymak istiyor etrafındakilerden. Fakat bunu aleni yapmasınlar gizliden gizliye Konuşmaları mantıklı ve anlaşılabilir. Sadece kendinen bahsetmeyi çok fazla seviyor ve yanlış ifade etmekten çok korkuyor.


     Nerede olması gerekiyordu, şuan ne istiyordu diye sormadan kendi içerisine bunları bir çırpıda düşünüp öylesine geçiyordu konuşurken. Sıkmak istemiyor dinleyeni.

     Sol yanımda bir süre dinledim söylemek istediklerini, müdahele etmedim o konuşurken. Anlatmasını istedim. Neyi nereye bağlayacak, ne anlatmak istiyor, neden bunları anlatıyor diye düşünmeden. Konuşurken aniden durdu.

- " Beni buradan götürür müsün? " dedi. Anlam veremedim ama sordum refleks olarak
+" Nereye gitmek istiyorsun? " diye. Aldığım bira yudumundan dolayı sesim detone olmuştu.
- " Deniz kenarına gidelim biraz sessizliğe ihtiyacım var, o kadar çok ses var ki etrafımda ve içimde susmuyorlar. Sürekli bir şeylerden bahsediyorlar, geçmişimden şimdiden gelcekten. Artık dayanılacak gibi değil sadece biraz sessizlik istiyorum" dedi.

Zarif sağ elinden hafifçe tuttum ve yukarı doğru kalkarak onuda kaldırdım. Hesabı cebimde ki birbirine giren buruşuk kağıt paralar ile ödedim. Fazlasıyla verdiğimi biliyordum ama oturduğum yer güzel bir bahşişi hak edecek bir yerdi zaten. Umursamadım. Taksi çağırdım.

Oradan kaltığımızda önümden yürümeye başladı. Hemen arkasından giderek rüzgarının bana doğru savurduğu parfümünü derince soludum. Ona ait bir parfüm ve güzel bir ten kokusu. Saçlarına bolca sıktığı parfümü yıpranmış fakat kokusu gitmemişti. O an onun adını bir kez daha hatırladım. Evet şuan o burada, yanımda ve ben onunla şuraya gidiyorum diye toplam 1 saniye kadar aklımdan geçirdim.

Bir hayli yorgun kollarımın desteği ile cebimden çıkarttığım sigaramdan bir tane yaktım. Elimde oturduğumuz yerden kalma yarım bira şişem. Takside yanımda oturuyor fakat bana bakmıyordu. Canı çok sıkkın belli bir şeyler konuşmak istiyor fakat söylemek bile onun canını sıkacağı için her hangi bir konu açmıyordu. Öylece sahile gittik. 15 dakika süren yol boyunca tek bir kelime etmedi bana. Hatta bakmadı bile. O an orada olmamam gerekiyormuş gibi hissettim. O hissi içime düşüren oydu fakat onunla vakit geçirmek istiyordum. Takside biraz izledim onu. Ne kadar hoş bir bayan olduğunu geçirdim aklımdan. Mini eteği ve ayağındaki topuklu ayakkabısı tüm kadınsı güzelliğini sunuyordu. Fiziğine güveniyor fakat çokta memnun değil giyinişiydi bu. İç çamaşırını hayal ettim biraz daha bira içtim. Şişenin ağzıyla dudaklarımı denkleştiremediğim için üzerime biraz bira döktüm ama bunu zerre umursamadım. Canım içmek istiyordu. Daha fazla yormak istiyordum bedenimi.

Siyah giyindiği için iç çamaşırını da siyah renklerinden seçmiş olmalıydı. Siyah bir sütyen, siyah bir kilot. Eteğinin ve kilotlu çorabının içerisine tanga giyecek cesareti yoktur diye ekledim 3 saniyelik düşüncemde. Belki de 2.5 saniyedir. Gözleri çok manalı bakmasada her zaman bir ifadesi mutlaka vardır. Bir kez olsun dönüp baksın istedim fakat umursamadı. Yol boyunca umursamadı.

Sahile geldik. Taksiden indik ve en ıssız bankı seçerek oturduk. Tüm bu tercihleri ona bıraktım. O nasıl istiyorsa öyle olsun bu gece diye. Canı sıkkın ve bir hayli içi dertli birisi. Konuşması ve boşaltması lazım içini. Bunun için oradaydım.

- "Beni yanlış anlamanı istemiyorum ama sana biraz konuşarak ifade etmek istiyorum kendimi." dedi.
+ "Dinliyorum, lütfen istediğin yerden başla." diyerek nazikçe yaklaştım ona. Çok umursamıyorum bahsedeceği şeyleri çünkü beni ilgilendiren şeyler değildi ses vurgusundan. Fakat konuşmak istiyor bir şekilde sesini duyurmak istiyordu. Konuşsun istedim. Yüzyüze.


Aniden banktan ayağa kalkarak denize doğru koşmaya başladı. Hala elimde olan birayı yudumlarken izledim onu. Her hangi bir tepki vermeden. Koştu ve denize atladı. Tepkisiz durmaya devam ettim çünkü bir bildiği vardır dedim. Yüzmeye başladı. Oturduğum banktan ve kafama diktiğim bira şişesinin yanından onu görebiliyordum. Siyah denizin içerisinde 4 adaya doğru kaybolarak yüzdü.

Gitmedim arkasından gidemezdim çünkü.

Poşetten bir bira daha çıkarttım. Çakmağımı çıkarttım ve kapağını sessizce açtım. Ağzına kadar dolu biradan aldığım yudumu hiç unutamıyorum. İşte o an tekrar var olacaktım orada bir süre daha. Tek başıma o birayı içmeye devam ettim. Köpekler gibi.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlılar

Edokta Bir Kış Gecesi

NEDJİMA