Şarap Şişesi



    ... Oturduğum bankta yanımda duran şarap şişesine tekrar baktım. Yanımda bardak yoktu ve bir kez daha kafama dikerek derin bir yudum aldım. Tekrar yanıma bıraktım. Sigaramdan bir fırt daha asıldım ve ona dönerek.

     " Haklı olabilirsin. Belki de haksızsın. Önemli olan şuan burada duruyor ve benimle konuşabiliyor olman" dedim.

     Durdu.

     Bir süre ne demek istediğimi anlamaya gayret etti ve tekrar cümleye başlamak için uzun bir soluk çekti ciğerlerine. Bir buçuk saattir oradaydık ve o oturduğumuz andan beri benimle konuşuyordu. Daha doğrusu sadece o konuşuyor ben karşımda duran manzaraya bakıp üzerime düşen yağmur tanelerini hesaplamaya çalışıyordum. Ne dediğine dair en ufak bir fikrim yok. Onu dinleyemiyorum. Çünkü, odaklanmak istediğim şey var oluşum. Var olduğum yer, zaman ve kimliğim.

     Tekrar konuşmaya başladı.

     " Hep böyle yapıyorsun. Beni görmemezlikten geliyorsun. Umursamıyorsun beni. Kötü birisi değilsin ama kötü birisi olmak için elinden gelen tüm çabayı gösteriyorsun. Neden böyle yapıyorsun anlayamıyorum. Kendini benden soğutmaya çalışıyorsan, bu konuda gayet başarılısın onu sana söyleyeyim. Bence senin baz......

     Tek başına bağıran bir martının, o gece karanlığında havada ve tek başına iken neden bağırdığını merak ediyorum tam o esnada. Bana sürekli beni anlatan ve bundan yorulmayan bir düşünce oturuyor yanımda. Kafamın üzerindeki üç beş yıldıza bakarken şarap şişesini bir kez daha dikiyorum kafama. Ellerim biraz daha üşüyor artık. Şişeyi koyuyorum ve bir derin soluk daha çekiyorum ciğerime sigaramdan.

     " Sen benimle konuşmuyorsun, sadece bana sitem ediyorsun. Tartışmıyoruz sadece sen şikayet ediyorsun." diyorum ve ayaklarımı karşımda ki bankın üzerine koyarak biraz daha rahatlatıyorum sırtımı. O tekrar konuşmaya başlıyor fakat artık sesini duymanın ne kadar yorucu olduğunu fark ediyorum. Bu konuşma artık katlanılmaz bir hal almaya başlıyor. Kalkıp hiç bir şey demeden tam o konuşurken elimde çeyreğinden fazla kalmış şarabı içerek sessizce oradan uzaklaşsam bunu yapmamam için beni orada tutan şey ne ? neden aniden kalkıp gitmiyorum. neden buna katlanıyorum?

     Aslında bakılırsa katlanmıyorum. Orada olmamın sebebi yanımda oturan ile alakalı olmuyor. Ben oraya biraz şarap içip, güzel manzara ile iliklerime kadar üşüyüp tekrar dönmek istiyorum. Hepsi bu.


     İnsan ilişkilerine önem veren, değer veren, saygı duyan, en boktan konuları bile elimden geldiğince anlayışla karşılamaya çalışan, bazen sinirlenen, bazen alttan alan ama genelde sabırla dinleyen ve saygı duyan biri olmaya gayret göstermeye çalışan biri oldum.Olduk.Oluyorlar.Zaten olmuşlar.

     Şarap yere düştü. Cam kırıldı ve beklemiş üzüm kokusu artık ciğerimde.

     Manzara bir yanılgı oldu, yağmur yağınca boyası aktı ve kırık şarap şişesi tuvali yırttı.

     Martı simsiyah oldu, gözleri sarı oldu. yanıma kondu ve benimle konuşmaya başladı.

     "Boktan bir dönemden geçiyorsun gibi geliyor sana ama bunların hepsi geçecektir. Geçmeyecek belki de ama sen bunlara çok kafanı yorma. Her şey olur her şey yolunu bulur. Acele etme" dedi.



     Oturduğum bankta yanımda duran şarap şişesine tekrar baktım. Yanımda bardak yoktu ve bir kez daha kafama dikerek derin bir yudum aldım. Tekrar yanıma bıraktım. Sigaramdan bir fırt daha asıldım ve ona dönerek.

     " Haklı olabilirsin. Belki de haksızsın. Önemli olan şuan burada duruyor ve benimle konuşabiliyor olman" dedim ...


                                                        1 ve 2 'yi aynı anda açabilirsin.
                                                     

                                                                    1     -    2






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlılar

Edokta Bir Kış Gecesi

NEDJİMA