Megoloman Palyanço




Tüm okul hayatım boyunca ne zaman bir derste hocamız bize komposizyon yazmamızı söylese ben hep konu ne olursa olsun sürekli ilk cümlem olarak "insanoğlu doğar büyür ve ölür " diyerek başlardım yazılarıma çünkü hayatın özeti buydu benim için bir de sırf bir yerden başlamak olsun diye yazardım böyle anlatacağım şeyler vardı söylemek istediklerim vardı biraz zorunluydum not alacaktım belki de ama bu giriş cümlesi beni her zaman kurtardı çünkü anlatmak istediklerimi sürekli bu cümleye bağladım ve bu cümle sayesinde uzun uzun yazılarım oldu güzel notlar aldım kompozisyon derslerinde ve aynı zamanda da kendimi böyle uzun yazma konusunda geliştirdiğimi hissettim ...Aklıma bir kaç bir şey geldi bir kaç duygu, bir kaç cümle, bir kaç konu anlatmak istedim ama nerden gireceğimi bilemezken birden aklıma eski zamanlar geldi ve anlatmak istediğim şeyi nasıl anlatacağımı buldum bu anlatacaklarım normal bir gün içersinde bakıldığında " bu ne lan ? " dedirtecek saçma bulunacak fakat mantıklı okunduğunda belki de mantıktan kastım benim gibi düşünüp okunulduğunda hakkaten iyimiş dedirtecek şeyler olacaktır sanırım neyse aklıma şunlar geldi kısaca.. ;

İnsanoğlu doğar , büyür ve ölür. Bu süre içersinde çok fazla olay, çok fazla duygu, çok fazla anı ,çok fazla sevinci ve üzüntüsü olur. Hayat denilen hadise bir insanoğlu için aslında anıları,yaşadıkları,sevinçleri ve üzüntüleridir bence çünkü anlatılan her şey yapılan her hareket bir anı bir duygu olayıdır. ilkokul hayatın, ortaokul hayatın, lise hayatın, üniversite hayatın ve sonra iş hayatın şeklinde bir yığın anın olur kendince ...çok kötü günlerinde olur çok güldüğün zamanlarında ama yaptığın her şeyi aslında kendin için yaparsın üzülmekte gülmekte senin elinde olan bir şeydir bence fakat bu kural her zaman için geçerli olamıyor maalesef bazen için kan ağlıyor fakat bunu anlatacak birini bulamıyorsun anlatsan da sana çare bulamıyor fakat anlattığın kişi için aslında çok basit bir şeydir ve sana her zaman sadece boş ver der sanki o söylediğinde gerçekten boşverebilicekmişsin gibi ...kimse ama hiç kimse senin derdini senin gibi algılayamaz hissedemez yaşadığın duyguları düşünce biçimini senin gibi tadamaz bu yüzden dertlerini hep kendi içinde çözmeye çalışmalısın anlatsan sadece anlattığınla kalırsın çünkü karşındaki anlattığın kişi kim olursa olsun senin sevdiğin ve evet bu beni anlar dediğin kişi olacaktır, gider anlatırsın sorununu oda dinler seni ama senin suratındaki o üzgün ifade ve çaresizliği gördüğü için kuracağı cümleler her zaman seni o üzüntünden sıyırmak için olacaktır bu yüzden ufak pembe yalanlarda söyleme gereği duyar gerekirse seninle de ağlar ama o an asla sana çözüm bulamaz yapacağı şeyler sırf sen mutlu ol diye olacağından eğer sende mantıklı düşünebiliyorsan onun yaptığı hareketlerin aslında birazcıkta olsa yapmacık olduğunu ve sırf sen mutlu ol diye söylendiğini anlarsın o yüzden boşuna derdini eğer hakkaten çaresini bulamayacaksa başka birisine anlatma kendi içinde yaşa ve bitir eğer bu şekilde yapmaz isen derdini anlattığınla kalırsın ve çaresi de bulunamadığı için sadece o an o sorunundan uzaklaşmış olursun ...evet aslında haklısın bazı dertler bitmiyor uzun süreli sorunlarda yaşanıyor, e insanoğlu bu oda olacaktır mutlaka ama hayatın ne kadar kısa olduğunu etrafına bakarak da görebilirsin daha dün kaç yasındaydın hatırlıyor musun ? ilk oyuncağını nasıl kırdığını hatırlıyor musun ? yada hala odanın bir köşesinde durduğunu görüyorsun değil mi ? o oyuncakla kim bilir nasıl oynadın, hayal gücünü aslında onunla geliştirdin ve doğum günlerin de arkadaşlarına nasıl eğlendin ? yaa sen bunların hepsini daha dün gibi hatırlıyorken nasıl oluyor da şuan bu yaştasın aradan ne kadar çok sene geçmiş , işte bunlar artık güncel hayatında yok senin olamayacaktır da, ki bunları düşünmeye gerekte yok bu yasta çünkü artık büyüdün büyüyorsun sorumluluk sahibi insan oluyorsun yoksa sen hala aşk acısı mı çekiyorsun ? yoksa ilerde nasıl bir yaşamım olacak diye mi düşünüyorsun ? hayatın ilerliyor zamanla sana da amca, teyze diye hitap ettikleri zaman kendine inanamayacaksın el öptürmeyeceksin biz o kadar yaşlanmadık diyeceksin kendini genç hissedeceksin ama vücudun o hislerini çürütecek ...

Bence olabildiğince dertten uzak durmak eğlendiğin vakitte sonuna kadar gülmek eğlenmek zorundasın bu bir zorunluluk olmalı hayatında bunu başkalarından beklemen de hata olur çünkü madem dertlerinin tek sahibi sensin eğlencenin mutluluğunun da sahibi sen ol kendi kendini güldür eğlendir kendini mutlu edecek şeyler yap bu ne olursa olsun onu yap keşke yapmasaydım deme ama saçma olsun, salakça olsun ama yap eğer sen mutlu olacaksan ve unutma sen mutluysan etrafında mutlu olur mutluluğunla onları da mutlu edersin herkes mutluysa sen daha çok mutlu ol dalga geç espiri yap boş konuş ama eğlen kendince etrafını umursamadan ...komik ol kendin için etrafını güldür sırf sen eğlen diye megaloman ol ama üzülmemek için ol mutlu olmak için sadece... ne kadar yaşarsın ki ne kadar daha nefes alırsın ne gerek var başka birisini üzmeye üzülmeye başkası yüzünden dertlenmeye yaptıklarından pişmanlık duymaya, pişman olma gurur duy kendinle ve gülmeyi eğlenmeyi meslek haline getir sen eğlen onlarda eğlensin ama sen kendin için eğlenmene bak her zaman ...Yapamayacaksın biliyorum kendi kendini bir şekilde mutlu edemeyeceksin sürekli üzülmek için bir şeyler bulacaksın etrafında senin olmasa bile bir arkadaşının yerine üzüleceksin işte orda kendini de arkadaşını da aslında daha fazla üzeceksin halbuki sen onu o seni motive etmeye çalışsa bilinçli olarak demiyorum ama doğal olarak bunu yapabilecek kaç kişi vardır merakta ediyorum yada neyse sen normal hayatını yaşamaya devam et nasıl olsa bir palyaço gelir güldürür senide ama gene de; Gül ki sende güldürebilesin !

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlılar

Edokta Bir Kış Gecesi

NEDJİMA