Akrofobik Kuş

     Düşünmeden, tasarlamadan yazmaya başlamak gibisi yok çünkü o zaman daha özgür yazabiliyorum. Kafamda hiç bir şey olmadan. Mutlaka bazı düşüncelerim var kendime ait " bir iç dünyam" var. Bunları yansıtamam her ne kadar istesemde kelimelerle çünkü onları bende takip edemiyorum.Neyse daha çık konuşmak gerekirse, anlatmak istediklerim de biraz anason kokusu biraz maya biraz meze ve sigara dumanı olucaktır.

     Çok geniş bir arkadaş çevrem ve gel desem iki eli kanda olsada gelicek insanlar edindim kendime güzel bir arkadaş dost çevrem oldu üniversite hayatım da. Bu sebepten dolayı çok mutluyum ama zaman geçiyor ben büyüyorum ve düşüncelerim değişiyor sadece düşüncelerim değil çevrem,güldüğüm şeyler,yaşadıklarım,bakışaçım ve buna benzer şeyler.Aslında hiç birşeyin benzer olmadığını farkettiğim bir yaştayım.Belki de bana öyle geliyor.Sana bir şey itiraf edicem, Daha önce bunu kimseye söylemedim söyleme gereği duymadım açıkcası ama ben hayatım boyunca yetişme tarzım ve bilgim doğrultusunda diğerlerinden hep farklıydım.Bilmiyorum niye ama hep böyle hissettim.(rakı çok güzel bir içeçek :) ) yok yok alkolün etkisi değil bunlar ben biraz kendimi ifade edememekten bahsediyorum aslında.Yani, benim yaptıklarımı dorğu bildiklerini başkaları yapmayınca düşünmeyince ya da düşünemeyince neden diye soruyorum kendime ben düşünebiliyorken bu kalıpları onlar neden düşünemiyorum.

     Yok yok bi dakka sakın beni megoloman olarak görme gerçekten değilim en az senin kendini beğendiğin kadar beğeniyorum kendimi seviyorum bende.Bu anlatmak istediğimi mutlaka sende düşünmüssündür.Kimse benim gibi değil gibi mesela.Nasıl anlatayım bilemiyorum aslında şöyle söylemek daha doğru olur herkes aynı evet kabul ediyorum fakat bazıları bazı şeyleri eksik düşünüyor ve ya bilemiyor belki de dikkat etmiyorlar benim ettiğim kadar.

     Ara da kalma duygusu : berbat bir çocukluğum oldu, hiç yaşamasaydım dediğim günlerim ve üzüntülerim.Kimsenin bilmediği en yakınımın bile duymadığı gerçeklerim var benim. Aslında benim hep sırlarım oldu herkesin olduğu kadar, kimseye söyleyemediği kadar sırlar belki de bana göre bunlar diğerlerinden daha ağır." insanları ötekileştiriyor muyum acaba ? " Ben çok güldüm ve çok ağladım en az senin kadar ama niyeyse benimkiler hep benim için daha farklı olucaktır. Öyle ortamlarda öyle durumlarda kaldım ki, bunları anlatamadım söyleyemedim ve hayatımdan çıkartamadım.

     Gizli kapaklı, manalı konuşmak aslında zamanında tam benim işimdi imâ ettiğim şeylerden anlardı insanlar şimdilerde bazen gene öyle oluyor ama asıl anlatmak istediğimden uzaklaşıyorum bilmiyorum yapamıyorum.Sanırım saçmalıyorum...

     İnan amacım böyle damar bi yazı olsun efkârlı bir çocuğun feryatları falan değil sadece içimi dökmek kimseye söyleyemediğimi gene kimseye söylemiyorum ama yazıyorum bunun faydası ve farklı büyük.


     Akrofobik bir kuş gibi hissediyorum kendimi çoğu zaman, yükseği çok seviyorum ama korkuyorum uçmaktan, düşme korkusu sarıyo içimi çiğerlerimde soluyorum yüksekte ki havanın soğukluğunu ben yalnız uçmayı sevenlerdenim aslında sıkılıyorum yanımdakilerden ama düşersem beni tutucak kimse olmaz diye korkuyorum o yüzden bu kalabalık.

     Kuşları hiç bir koca gece düşündün mü sende ? hani onlar gibi özgür olmayı canın nereye gitmek istiyosa oraya hani canın nereye konmak istiyosa oraya konmak gibi kimseye hesap vermeden kimseyi merak etmeden tek derdinin karnının doyması gibi özgürsün işte daha ötesi yok uçmak gibi sadece ayağının bastığı yer kadar değil uçabildiğin en üst noktaya uçabilmek kadar özgür olmaktan bahsediyorum.Ben uçtum.Özgür olabiliceğim en üst noktaya kadar uçtum. o noktada aklına başka hiç bir şey gelmez sadece olduğun yeri düşünürsün.


     Canım uçmak istiyor olabildiğince en yukarı en üste nefesimin kesildiği en yukarı uçmak. Bunun manasını anlayabiliyor musun ? yoksa sorucak mısın bana ne demek istedin burda diye ? boşver. ne kadar uçmak istesemde akrofobim var benim bu ara..


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlılar

Edokta Bir Kış Gecesi

NEDJİMA