Katil olmak.

   

     Uzun bir aradan sonra tekrar bir blog yazmak ilk başta üşengeçlik yaratıyor tabii. Fakat bu gün gördüğüm rüyayı da nedense paylaşmak istiyorum.

     Bugün: Salı akşamı saat gece 12 civarı yapmaya başladığım proje, sabahın 4'ü gibi son buldu. Proje bitmişti fakat benim de beynim artık bitmiş durumdaydı. Sabah zar zor uyanıp daha doğrusu uyandırılıp 9 da ki dersime 11 gibi gidebilmiştim. Yaptığım işlerin çıktıları falan filan derken derse girdim. Ders bitince akif,yiğit,anıl,ceren,melis,berkay,tolga, ve adını şuan sayamadığım bir sürü insan sinan hocanın taş baskı atölyesinde toplandık biraz muhabbet geyik derken saat zaten 4 oldu ve biz atılayla birlikte eve dönme kararı aldık nihayetinde. Atılaya " bira mı yapsak bu gün" dedim. " tereddüt etmeden "bana uyar " dedi. İşte kardeş dediğin böyle olmalıdır bence.Neyse ikişerden carlsberg imizi alıp eve girdik yorgunluk ve uykusuzluktan geberiyodum ama canımda içmek istiyodu.bi taneyi içtim ve o sırada sızdım resmen ve sonrasında gördüğüm rüyayı anlatıyorum.

     O okuldakilerle sanki kaldığımız yerden yani okuldan sonra direk hep birlikte bi yere gidiyorken evlere dağılıyoruz ben eve giriyorum biraz uyuyorum ve uyanıp dışarı çıkıyorum sebepsiz. Bi bakıyorum bütün tayfa bizim lojmanda kaldırıma oturmuş alkol alıyo " oo berkay gel gel" lerden sonra bende oturup onlarla içmeye başlıyorum. Tam ben oturduğum sırada, mekan değişiyo ve sahil kenarında bir semtte oturuyomuş gibi bi hava oluşuyo ortalıkta. içmeye devam ediyoruz muhabbet gırla falan fakat birisi var tanımadığım bir adam süreki benim ensemde dolaşıyo.Hissediyorum enseme boyuma bişi yapıcak kıllanıyorum durumdan.Çağataya soruyorum bu ne ayak noluyo diye dur bakarız diyo ve çocuğu yakaladığı sırada taa hazırlıktan ferşat diye bi arkadaşım vardı hala da var ama çok samimi değiliz o çıkıyo sokağın başından o enseme büyük şırıngayla iğne saplamaya çalışan adamın elinden alıyo şırıngayı ve sırınganın içinde ki teniz toplarını üstüme fırlatmaya başlıyo. Şırınganın içinde 5 tane top var hepsini üstüme fırlatıyo ve bir tanesini yakalıyorum.Ferşatın elinde bitiyo tenis topu o sırada bana " hadi sıra sende atsana sende bana vur hadi bana " gibi şeyler söylüyo.Bu arada tenis toplarını bana karşı olan nefretinden ya da kininden fırlatıyomuşcasına atıyo. Ben yakaladığım tenis topuna bakarak "neden atıyım ki bende ? sen niye atıyosun bana niye böyle bişi yapıyosun ? " diye üsteliyorum. Sonra bana yaklaşıp " iki tane yaşlı rus kadın seninle görüşmek istiyo" diyo. Anlam veremiyorum ama olur görüşelim diyorum. " Burda olmaz bizim eve gitmek gerek " diyo. " E tamam gidelim ozaman " diyorum ve eve doğru yürümeye başlıyoruz. Bu sırada bir sahildeyiz, hava kapalı ama yağmur yok deniz hafif dalgalı biraz koyu mavi bir renkte.Sahile geliyoruz burdan yukarı çıkarsak bizim eve gelmiş oluruz diyo ferşat. diyorum ki o kadar yürümeyelim onlar gelsin buraya.

     Tam o sırada o iki yaşlı rus kadın yanımda beliriyo.Rus olduklarını üstlerinde ki paltodan ve kafalarına taktıkları şapkalardan anlıyorum. Türkçe konuşuyolar ama aksanlarından rus olduklarını hissediyorum. ve içlerinden sevimsiz olanı bana " Bizim için bir kişiyi öldürmeni istiyoruz. eğer onu öldürürsen çok para kazanırsın o para da tüm hayatına yeter" diyo. Şaşkınlık içersinde, kimi ya da neden demiyorum. " Ben kimseyi öldüremem neden birisini öldürüyim ki " diyorum. " bizim için bunu yapıcaksın ve seninde hayatın kurtulucak " diyo bana. " Tamam ama neden ben bu kadar insan varken burda neden beni seçiyosunuz " diyorum. "çünkü senin kulağında küpe var ve sen çirkinsin ayrıca çalıştığın yerdende çok az para kazanıyosun bu parayla hayatını kuramazsın " diyor.O an bir yerde çalıştığımı fakat hakkaten param olmadığını hissediyorum. ve " iyi ama benden daha çirkin insanlar var neden onları seçmiyosunuz beni seçiyosunuz" diyorum. Rus kadın" hayır sen daha kötü durumdasın bu yüzden seni seçtik " diyor. Üzüntümle birlikte düşünüyorum ve " ben yapamam az para kazanıyorum ama sırf ben iyi yaşıyım diye birisinin canını alamam " diyorum.O sıra birden böyle bi kahramanlık ve olgunluk duygusu yoğunlaşıyo bende. Kadınlar kendi aralarında söylenirken birden kardeşim ben ve bir rus kadın tahta bir sandalda buluyoruz kendimizi. Dalgalar çok fazla ve batmamak için çabalıyoruz. tam bulunduğumuz tahta ters yüz olucak ken diğer ucuna atlıyorum tahtanın ve düzeltiyorum.

     Bir kahraman gibiyim resmen öyle hissediyorum. dalgalar devam ediyor korkuyoruz ve kardeşimle kadına sahile atlamanız gerekiyo yoksa boğuluruz diyorum sahile yaklaştığımız sırada onları atıyorum.ve sonra bende sahile yanlarına iniyorum kurtulduklarını goruyorum ve birden çişim geliyo o sırada işerken rüyamda uyanıyorum. ve kalktığım gibi olayı anneme anlattım. uzun zamandan beri ilk defa böyle bir rüya gordum ve bu kadar uzun ve dehişik insanlar vardı içinde. Çok enteresan geldi bana tabi bu hadise. senin için çok sikindirik bi olaydır ama o ruh halini o duyguyu ancak sende yaşadığında anlayabilirsin :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşlılar

Edokta Bir Kış Gecesi

NEDJİMA